Dupnisa Mağarası
Dupnisa Mağarası, Sarpdere Köyü yakınlarındadır. Kırklareli Pınarhisar yolundan Üsküp yoluna sapılarak gidilebileceği gibi Demirköy’den de gidilebilir. Size hangisi kolay ve yakın geliyorsa o yolu tercih edin. Mağara jeologların değerlendirmesine göre Pliyosen-Kuvaterner jeolojik dönemde oluşmuş. Ölçüm ve tahminlere göre mağara yaşının 5.3 milyon yıl ile 1.8 milyon yıl arasında olduğu söyleniyor. Sulu ve kuru mağara olarak iki ayrı bölümü var. Sulu mağaraya ancak mağaracılar girebiliyor. Mağaracılık eğitimi almayanların girmesine izin verilmiyor. Mağaranın bu bölümüne, yer altı akarsuyu olduğu için sulu mağara deniliyor. Kuru mağara bölümü ise geniş giriş ağzından başlıyor ve yaklaşık 1 km. mesafeyi bazen düz giderek bazen merdivenler ve eğimi az yokuşlarla devam ederek üstünde bulunan tepenin doruğuna varmadan dışarı açılıyor. İster yukarıdaki çıkış ağzından çıkın, ister mağara içinden geldiğiniz yolu geri dönün... Dupnisa Mağarası’nda, Kırklareli Vilayeti tarafından turizm hizmeti için yürüme yolları, merdivenler ve aydınlatma tesisatı yaptırıldı. Boğaziçi Üniversitesi Mağaracılık Kulübü üyesi bilim adamları, mağarada süren inşaat işlerinin doğa koruma bilinci içinde olmadığı gerekçesiyle yapılanların bir bölümünün yanlışlığını vurguladılar. Mağara içinde takip edilmesi zorunlu patikaların dışına çıkılarak milyonlarca yılda oluşan sarkıt ve dikitlerin tahrip edilmesine şahit olundukça turizm adına yapılanların yanlış olduğuna siz de inanacaksınız. Ama öte yandan mağaranın muhteşem güzelliğinin gözlerden saklanmasının da yanlış olacağı bir gerçek. Bu nedenle mağara gezintinizde saptanan yolların dışına çıkmayın ve tavandan yerden, inen dikilen güzellikleri koparmayın, mağara duvarlarına yazılar yazmayın ki sizden sonra gezecek olanlar da bu güzellikleri hayranlıkla izlesin. Doğanın akıllara sığmayacak gücüyle binlerce yılda oluşan sarkıt ve dikitlerden koparacağınız 10 cm. lik bir parçayı birkaç zaman sonra kaldırıp atarsınız veya unutursunuz. Oysa o ‘taş parçası’ yerinde her zaman çok daha ağırdır.
Dupnisa Mağarası ülkemizde yaşayan 36 tür yarasanın 16 türünü barındıran çok önemli bir doğa parçası. 7 tür yarasa burada ürüyor ve kış uykusuna yatıyor. Bu bakımdan yabanhayatının devamlılığının sağlanmasında çok önemli bir yeri var. Yarasalar türlerine göre sineklerle ve meyvelerle beslenirler. Bizim ülkemizde, belgesellerde gördüğünüz kan emen yarasalar yok. Sineklerden kurtulmak için şehirleri ilaçlamak yerine yarasaların, eskiden olduğu gibi, şehirlerde barınmalarını sağlayacak önlemleri alsak, kimyasallardan ve para ödeyerek zehirlenme masraflarından büyük ölçüde kurtuluruz. Hele bir yarasanın günde yaklaşık 600 sivrisinek yediğini bilirsek...
Bugünkü bilgilere göre mağarada, yarasalardan başka 2 sürüngen türü, siğilli kurbağa ve su yılanı, 3 memeli türü yediuyur, sansar, yabankedisi ve bazı omurgasız canlılar yaşıyor.
Dupnisa Mağarası’nın girişinde hizmet alabileceğiniz basit bir büfe ve tuvalet yapıldı. Ormancı banklarında, yanınızda getirdiğiniz bisküvi ya da sandöviçleri yiyebilirsiniz, çöpünüzü gösterilen yere atabilirsiniz ama oradan ayrılırken, ünlü biyolog Sir David Bellamy’nin dediği gibi, arkanızda sadece ayak izleriniz kalsın…