facebook twitter

Akarsular ve Göller

Yıldız Dağları’nın kuzeyinde kalan nemli ormanlardan süzülen yağışlar taban arazide longoz ormanlarını besleyen dereleri oluştururlar. Dereler denize ulaşmadan önce orman tabanındaki çöküntüleri doldurarak gölleri meydana getirir. Hamam Gölü ile Pedina Gölü kuru ormanla longoz ormanının sınırında yer alırlar. İki göl de kısmen kuru orman kısmen de longoz ormanıyla sarılıdır.

İğneada Limanı’ndan kasabaya giden yolda askeri bölgeyi geçtikten sonra yolun sağında başlayan sazlıklar Erikli Lagün Gölü’nü belirler. Lagün gölü denize ulaşmak için sahil kumlarının arasından yol arayan derelerin akışının kumullar tarafından kesilmesiyle oluşur. Dereler denize ulaşamayınca düz arazide, kumul boyunca hem enine hem de geriye doğru yayılarak geniş bir sulakalan oluşturur. Su aynaları ve sazlar kumulun ardından itibaren giderek her tarafa, ormanın tabanına doğru yayılırlar.

Ormanın gölgelemesiyle sazlar daha fazla ilerleyemez ama mevsim yağışlarına bağlı olarak su taşkını birkaç kilometre boyunca sahilden içerilere doğru, vadi tabanını doldurur. Gölde suyun yeteri kadar yükselmesi ve kuzey rüzgârlarının hafiflemesiyle dere mansabına yığılan kumların oluşturduğu set, suyun basıncıyla yarılınca orman tabanında yayılan sular yavaşça denize doğru akarlar. Lagünlerin su kalitesi kısmen tuzlu, kısmen tatlı sulardan oluşur. Bu nitelikteki sulara -acı su- ismi verilmektedir. Planktonlar ve bütün su canlıları için besleyicilik niteliği çok olan lagünlere, kefal türleri gibi denizde üreyip tatlı sulara dönen balık yavruları girerler. Sazlıklar arasında yaban kuşlarının değişik türleri görülür. Tüm bu özellikleri nedeniyle sulakalanlar, canlı verimliliği çok zengin alanlardır.

İğneada’nın kuzeyinde Erikli Lagünü, güneyinde sırasıyla Mert Lagünü, Deniz Lagünü, Saka Lagünü bulunmaktadır. İğneada’nın güneyinde kalan longozlar bütününe -Koca Longoz- da denir.

Yıldız Dağları’ndan süzülen yağmur suları ve kaynaklardan beslenen dereler longoz ormanlarının ve lagünlerin hayat kaynağıdırlar. Bulgaristan ile sınırımızı oluşturan Mutludere (Rezve Deresi) mansabında küçük bir longoz vardır. Erikli longozunu Efendidere (Mavroça Deresi) besler. Mert Longoz’unu İğneada Deresi ve Madaradere besler. Saka Longozu’nu Bulanıkdere ve Arnavutdere beslemektedir.

Koca Longoz’un güneyinde kalan Panayır İskelesi mevkiinden sonra Kıyıköy’e kadar olan 18 km.lik mesafedeki bütün dereler İstanbul’a aktarılma tehdidi altındayken idare mahkemesinin engeline takılarak şimdilik kurtulmuştur. Kıyıköy’den itibaren Durusu Gölü/Terkos Gölü’ne kadar olan bölgede taşıdıkları sularla küçük longozları ve Karadeniz’i besleyen 7 derenin suları, barajlarda toplanarak 20 yıldan beri büyük kente naklediliyor. Akarsuların bu bölgede denizi besleyememesi bölge balıkçılığına büyük darbe vurmuştur. Akarsular, son yıllarda kimi çevrelerin sıklıkla tekrarladığı gibi, boşuna akmazlar. Akarsular denizlere planktonları ve balıkları besleyen organik maddeleri taşırlar. Evet, akarsular boşa akmazlar.

Yörenin sularını İstanbul karadeliğine aktarmak üzere yapım aşamasına gelen iki barajdan bahsediliyor. Biri Mutlu derenin büyük kolu Balabandere, Sarpdere üstünde. Diğeri Bulanıkdere üstünde yapılacak bu barajlar, longozların suyunu aldıkları gibi denizi de besleyemeyerek balıkçılığa büyük bir engel oluşturacaklardır. Rezve Deresi’nden, yani yeni adıyla Mutludere’den aktarılmak istenen su, komşu ülkenin karşı çıkması üzerine bu derenin en önemli kollarının üstüne kurulacak barajla tutulmuş olacak. Yöreden çalınarak Kıyıköy’de bulunan Pabuçdere Barajı’na aktarılacak sular, İstanbul’un yapısal sorunları nedeniyle yaşanan su isale hatlarındaki günlük kaçakları bile karşılayamayacak miktardadır. İstanbul’da borulardan çeşitli nedenlerle boşa akan suların toplamı İSKİ verilerine göre yılda yaklaşık 229 milyon m³ tür. Panayır İskelesi batısında kalan derelerden elde edilerek İstanbul’a götürülecek suların yıllık toplamı DSİ verilerine göre 200 milyon m³ kadardır. Bu suların çalınması longozları ve çevredeki diğer ormanları kurutarak doğal yapının tümüyle bozulmasına yol açar. Barajlardan longozlara su verilmesi ise inandırıcılığı hiç olmayan bir söylemdir. Zira dereler barajları dolduracak kadar devamlı bir akış gösteremiyorlar. Bunun tek nedeni de tüm dünyada yaşanan küresel iklim değişimidir. Dünyadaki su rejiminin değiştirilmesi ile ülkelerin başına gelenleri anlatan –Nehirler Kuruyunca- isimli Altın Kitaplar yayını olan son derece ilginç kitabı okumanızı öneririz.

 

akarsular ve göller